Kaspersky
Lab Üst Yöneticisi Kaspersky, "Türkiye'deki operasyonlarımızı bu yıl
yaklaşık yüzde 25 artırmayı hedefliyoruz." dedi.
Merkezi Rusya'da bulunan siber güvenlik ve
antivirüs yazılımı sağlayıcısı Kaspersky Lab'ın Kurucusu ve Üst Yöneticisi
Eugene Kaspersky, "Türkiye'deki operasyonlarımızı bu yıl yaklaşık yüzde 25
artırmayı hedefliyoruz." dedi.
Kaspersky, AA muhabirine, küresel bir sorun
haline gelen siber suçlar, bunların nasıl önleneceği ve şirketin Türkiye'deki
operasyonlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kimlik avı e-postalarının en popüler
saldırı yöntemlerinden biri olduğunu belirten Kaspersky, bunlardan korunmak
için siber güvenlik ürünlerinin yanı sıra eğitimin de temel bir önlem olduğunu
söyledi.
Kaspersky, eğitim programlarına yapılan
küçük yatırımların bile şirketlerin siber güvenlik düzeyini önemli ölçüde
artırdığına işaret ederek, "Temel siber güvenlik eğitimini daha ilkokul
düzeyinden başlayarak vermek de önemli. Parola güvenliği, şüpheli bağlantılara
tıklamamak, güvenilir uygulama ve dosyalar indirmek gibi temel bilgiler
verilebilir. Birkaç ülkede düzenlediğimiz ve çocukların internetteki güvenliği
hakkında farkındalık yaratmayı amaçladığımız 'Safe Kids' etkinlikleriyle de
bunu başarıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin, mobil bankacılığı hedef alan
"Truva atları" ile en çok saldırıya uğrayan ilk 10 ülke arasında
bulunduğuna dikkati çeken Kaspersky, bu konuda hiçbir ülkenin tamamen güvenli
olmadığını ve siber suçluların mesafe tanımadığını dile getirdi.
"Hızlı
değişimlere ayak uydurmak gerekir"
Kaspersky, siber güvenlik stratejilerini
belirlerken hastaneler, havalimanları, enerji santralleri, kamu hizmetleri gibi
kritik altyapılara özel ilgi gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle
konuştu:
"Çoğu siber saldırı ya para kazanma ya
da bilgi edinme amacı taşır. Bilgi edinme konusu genellikle devletleri daha
yakından ilgilendiriyor. Siber saldırılara karşı bir direnç oluşturmak için
öncelikle neleri koruyacağınızı bilmelisiniz. Her şeyden önce, bir siber
güvenlik stratejisinin ve onu uygulayan kişilerin hızla değişen global
tehditlere ayak uydurabilmesi gerekir. Bir stratejinin işlemesi için en önemli
etkenlerden biri de kamu ve özel sektörün iş birliği yapması ve bilgi
paylaşımı. Siber suçların gelişimi hakkında daha geniş bilgi edinmek ve
mücadele için bu iş birliği kritik önem taşıyor. Aramızda bilgi
paylaşmadığımızda kazanan suçlular oluyor."
"Katkıda
bulunmaya hazırız"
Şirketin siber güvenlik konusundaki
tecrübesine işaret eden Kaspersky, Türkiye'nin siber güvenlik stratejisine
katkıda bulunmaya hazır olduklarını bildirdi.
Kaspersky, Türkiye'nin kendileri için
önemli bir pazar olduğunu ve bölgedeki işlerini daha da geliştirmek
istediklerini belirterek, "Şu an KOBİ ve kurumsal pazarda etkinliğimizi
önemli ölçüde artırma hedefimiz var. Ayrıca ürünlerimizi Türk lirası ile
satmaya devam edeceğiz. Türkiye'deki operasyonlarımızı bu yıl yaklaşık yüzde 25
artırmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
Çoğu ülkede siber güvenlik konusunun
küçümsendiğini dile getiren Kaspersky, Türkiye'deki devlet yetkililerinin
ülkedeki siber güvenlik iş gücü ihtiyacını gidermek ve siber güvenliğin
kurumlardaki rolünü artırmak için bazı adımlar atmaya başladığını gördüklerini
söyledi.
Kaspersky, Türkiye'nin teknolojiyle
ilgilenen genç nüfusunun yüksekliğine dikkati çekerek, ülkenin kendi siber
güvenlik ekibini oluşturabilmesinin bir avantaj olduğunu belirtti.
Global
Şeffaflık Girişimi Projesi
Şirketin "Global Şeffaflık
Girişimi" projesine ilişkin bilgi veren Kaspersky, şunları kaydetti:
"Bu proje, ürünlerimizin tamamen güvenilir olduğunu kanıtlamaya ne kadar kararlı olduğumuzu gösteriyor. İnsanların kendi verilerini ve gizliliklerini kontrol altına almasının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ve son 20 yılda elde ettiğimiz itibar ve uzmanlığı ne kadar ciddiye aldığımızı kanıtlamak istiyoruz. İşte bu nedenlerle bu projeye yatırım yapıyoruz. Bu iyi örnekle sektöre öncülük edip diğer siber güvenlik şirketleri için yeni bir şeffaflık standardı oluşturmayı umuyoruz."